ilahi sözünü paylaş

Arkadaşların arasında bunu ilk beğenen sen ol!

Abdulkerim Tiryaki – Er Mektubu

Abdulkerim Tiryaki Er Mektubu İlahi Sözü

Anne, O elinde tuttuğun zarf bir ihanet anında örülmüştür,
Ve zarfın içindeki kağıt er mektubudur,
Görülmüştür.

Doğum günüm,
Bugün 3 Aralık,
Ve şafak kanlık,
Bu mektubu sana yazıyorum anne,
Dün sevgilimle ayrıldık.

Son mektubuymuş bana yazdığı,
Bir daha yazmayacakmış,
Demek sevda ayrılığa bir ay dayanırmış,
Ve asker ocağında terk edilmekte varmış.

Bu mektubu sana yazıyorum anne,
Bugün doğum günüm 3 Aralık ve şafak karanlık.

3-5 nöbetindeydim dün gece,
Bir şarjörün boşluğunda içtim son sigaramı,
Ve yorgan gibi üstümü örttü kar, siperde.

Sabaha karşı biraz içim geçmiş,
Hayalın gözümün önüne geldi anne,
Kız kardeşimi de verdiğinden beri sevdiğine,
Bir ben bir sen kaldın geriye.

Üzülme anne! Üşümüyorum,
Bekliyorum elim tetikte,
Bekliyorum memleketi ve seni,
Ve artık beklemiyorum beni beklemeyen sevdiğimi,
Beklemiyorum yüreğimi ve aşkımı,
Soğuk bir siperde yalnız bırakan sevgiyi.

Ve bekliyorum anne elim tetikte,
Eğer girerse menzile vurup öldüreceğim,
Hem aşkı hem sevgiyi.

Geçen gece karakolu bastılar,
Kurşunlar yağmur gibi yağdı üzerimize,
Garip gelecek belki sana ama,
Ortalık bayram yeri gibi oldu anne,
Biliyor musun, o an hiç korkmuyorsun,
Herkes kendini bir sipere atıyor.

Ve gecenin karanlığında kurşun yerine,
Işıl ışıl yıldızlar yağıyor sanki üzerimize,
Ve ölüm aklımıza bile gelmiyor anne,
Canlar canlar gidiyor anne,
Gidiyor canlar ve kimbilir ne zaman bahar.

Bugün doğum günüm 3 Aralık,
Hiç saymadım kaç günüm kaldığını,
Daha şafak karanlık.

Yeni yeni bitmeye başladı dede, torun muhabbetleri,
Ve yeni yeni öğrendim tokat yemeyi,
Zamanla herşeye alışıyor insan,
Akşam postalları boyayıp yatmaya,
Sabah içtimaya kalkmaya.

Barut kokusuna tüfeğe havai fişeğe,
Nohuta ve kara şimşeğe,
İnsan her şeye alışıyor anne.

Hele bir de olmasa şu çarşı izni hele bir de olmasa,
Her şeye alıştım da bir alışamadım sevdiğimin,
Başkasına gidişine,
Benden saklama anne.

Sende biliyorsun bir haftaya kadar,
Nikah masasına oturacağını,
Kızma ama anne.

Bu terk ediliş ya firara gebe,
Ya da bir daha hiç dönmemeye,
Sitemim sana değil anne,
Ama bu terk ediliş,
Ya firara gebe,
Ya da bir daha hiç dönmemeye.

Geçen gece karakolu bastılar,
Kurşunlar yağmur gibi,
Yağdı üzerimize,
Garip gelecek belki sana ama,
Ortalık bayram yeri gibi oldu yine anne.

Biliyor musun?
O an hiç kokmuyorsun,
Herkes kendini bir sipere atıyor,
Ve gecenin karanlığında,
Kurşun yerine ışıl ışıl yıldızlar yağıyor sanki üzerimize,
Ve ölüm,
Aklımıza bile gelmiyor anne.

Canlar canlar gidiyor canlar kimbilir ne zaman var,
Canlar canlar ne zaman bahar canlar canlar ne zaman bahar.